Page 136 - Çevre, Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 1
P. 136
Kentsel Soğuk Alan Soğutma Kapasitesi
değeri arttıkça ortalama arazi yüzey sıcaklığı (O_AYS) ve en küçük arazi yüzey
sıcaklığı (Min_AYS) değeri artmıştır. İki boyutlu arazi örtüsüne ilişkine ilişkin
önemli bir ölçüt olan NFYİ, AYS’nın açıklanmasında önemli rol oynamaktadır.
Özellikle plankare ölçekte yürütülen önceki çalışmalarda kentsel ısı adası etkisi
ile NFYİ arasında çok kuvvetli ilişki olduğu tespit edilmiştir (Chen vd., 2013,
Du vd. 2016, Guo vd., 2015, Malik vd., 2019). Önceki çalışmaların sonuçları
incelendiğinde bu çalışmada NFYİ ile AYS arasındaki korelasyonun yüksek
olması beklenmesine rağmen çalışmanın leke ölçeğinde yürütülmesi orta
kuvvette bir ilişkinin ölçülmesine neden olmuştur (Tablo 4) (Chen vd., 2013, Du
vd. 2016, Guo vd., 2015, Malik vd., 2019).
Sonuç
Kentsel ısı adası etkisinin azaltımında kentsel soğuk alanların mekânsal
ve karakter özellikleri, soğutma kapasitesini belirlemede önemli unsurlardır.
Kentsel mekânda soğuk alanlar sahip oldukları soğutma kapasitesi nedeniyle
çevresindeki görece daha sıcak alanları soğutmakta ve halk sağlığı açısından
sıcaklığa bağlı riski azaltmaktadır. Çalışmada kentsel soğuk alan olarak
tanımlanan çevrelerde ortalama AYS 32 ºC olarak ölçülmüştür. Göreceli
bir soğukluğu tarifleyen bu durum, kentsel alandaki sıcaklığın halk sağlığı
açısından önemli bir tehlike oluşturduğunu göstermiştir. Bu sıcaklık değeri
kentsel konfor açısından incelendiğinde oldukça yüksektir. Bu bağlamda
çalışmanın sonuçları öncelikli bir konu haline gelen kentsel ısı adası etkisinin
azaltılmasında etkili olan başlıkları tartışmaya açmıştır.
Çalışmanın sonuçları, kentsel ısı adası etkisinin azaltılmasında; (1) kentsel
soğuk alan büyüklüğünün en önemli değişken olduğunu, (2) yeşil varlığı ile
birlikte yeşilin mekânsal düzeninin de önemli olduğunu, (3) su yüzeyi, yeşil
alan gibi soğutma etkisine sahip alanlar ile kentsel alanlar arasındaki etkileşim
yüzeylerinin arttırılmasının etkili bir araç olduğunu (4) kentlerde geçirimsiz
yüzeylerin azaltılması gerektiğini ortaya koymuştur. Ancak bu çalışma
yalnızca İzmir ili kentsel soğuk alanlarını incelemiştir. Kentsel sıcak alanlarda
mekânsal özelliklerin nasıl değiştiği incelenerek yüksek ve düşük sıcaklıkların
kümelendiği bölgeler arasındaki farkların da tartışılmaya ihtiyacı vardır. Bu
çalışma, elde ettiği sonuçlar ile mekânsal planlama pratiği için kentsel ısı adası
etkisinin azaltılması kapsamında geliştirilecek karar ve stratejilere ışık tutma
konusunda katkı sunmaktadır.
Yıl 1 / Sayı 1 / Ocak 2022 121