Page 122 - Çevre Şehir İklim - Sayı 2
P. 122
Sanayide Karbonsuzlaşma:
Malzeme Etkinliği Stratejilerinin Rolü
Yukarıda anlatılanlardan da görülebileceği gibi 2050 net sıfır hedefleri için
malzeme etkinliği stratejileri ve döngüsel bir ekonomik modele dönüşüm
oldukça kompleks ve zor bir süreçtir. Böyle bir dönüşüm, birçok paydaş
ile her seviyede yoğun bir etkileşim ve iş birliğini gerektirir ve bu sürecin
başarılabilmesi için uygun politika ve araçların geliştirilmesine ihtiyaç duyar.
Henüz yeni gelişme gösterse de, araştırmacılar ve politika yapıcılar döngüsel
ekonomi ve malzeme etkinliğini hedefleyen bir dizi ekonomik ve mali politika
araçları geliştirmeye başlamışlardır. Ürün yaşam döngüsünü esas alarak, farklı
aşamalar için vergi sisteminde birtakım değişikliklerin ve teşvik sistemlerinin
etkili olacağı söylenmektedir (Vence ve Perez, 2021; Milios, 2021). Örneğin,
İsveç’te 2017 yılında uygulamaya konulan bir vergi değişikliği ile, bisiklet,
ayakkabı ve bazı tekstil ürünleri tamirinde KDV oranları düşürülmüş, bunun
yanında bu sektörlerde tamircilik yapanların işgücü prim ödeme oranları
azaltılmıştır. Bu politika ile vatandaşların daha uzun süreli ilgili ürünleri kullanıp,
daha az malzeme tüketimi ve emisyon azaltımı amaçlanmıştır. Milios (2021) bu
teşvik uygulamaları sayesinde İsveç’te bazı sektörlerde tamir işlerinin önemli
bir şekilde arttığını ve malzeme etkinliğinde ilerleme sağlandığı ve döngüsel
ekonomiye geçişin nispeten sağlandığını belirtmektedir. Bu tür benzer
politikaların başka sektörlerde ve ülkelerde uygulanmasının sürdürülebilirlik
açısından başarılı sonuçlar doğuracağını öngörebiliriz.
Sonuç ve Değerlendirme
Şimdiye kadar geçerli ve sürdürülemez olan doğrusal ekonomi (lineer
economy) modeli, sürekli kaynak çıkarmaya dayanan ve doğal sermayeyi
tüketen bir al-yap-at modeline dayanmaktadır. Bu tür uygulamalar, iklim
değişikliği, biyolojik çeşitlilik kaybı ve kirlilik gibi küresel sorunları ciddi
şekilde kötüleştirmektedir. Daha önemlisi, eğer böyle devam ederse ve uygun
politikalarla müdahale edilmezse, kaynak kullanımının 2050 yılına kadar iki
katından fazla olacağı tahmin edilmektedir. (IRP, 2019).
Yaşanabilir iklimin korunması için 2050 yılına kadar emisyonların net sıfır olması
gerekmektedir. Paris Anlaşması ve EGD birçok ülkenin iklim değişikliği eylem
patikasını belirlemesinde yol gösterici niteliktedir. Bu doğrultuda, öncelikle Paris
Anlaşması ve onu takip eden EGD, bugüne kadar hem uluslararası rekabete
konu olması hem de emisyonların azaltılması zor sektör olması sebebiyle çok
fazla üzerine düşülmemiş olan; ancak toplam sera gazı emisyonlarının üçte
birine sahip olan sanayi sektörü emisyonlarına dikkat çekmektedir. Sanayi
sektöründeki emisyonlar azaltılmadan, alınan hedeflerin de başarılamayacağı
açıktır. Dolayısıyla, dünyanın artık sanayiye odaklanması gerekmektedir. Bu
bağlamda, EGD kapsamında sanayide karbonsuzlaşma hedef olarak gösterilmiş
ve AB ülkeleriyle ticaret yapan tüm ülkeleri bağlayıcı olacak CBAM’ı getirmiştir.
Yıl 1 / Sayı 2 / Temmuz 2022 108