Page 66 - Çevre ve Şehir - Sayı 3
P. 66

Bu hayattaki son  nasipleri  olan şerbetle-
                                                                                rini içen mahkûmlar, zindanlarından çıka-
                                                                                rıldıktan sonra,  Topkapı  Sarayı’nın  birinci
                                                                                kapısı olan Bab-ı Hümayun ile ikinci kapı
                                                                                olan Babüs Selam arasında bulunan Cellat
                                                                                Çeşmesi’nin başına getirilirlerdi. Sonra da
                                                                                başları çeşmenin önündeki taşın üzerine
                                                                                konulur ve Cellatbaşı’nın güçlü bir kılıç dar-
                                                                                besiyle çeşmenin şahitliğinde mahkûmun
                                                                                başı gövdesinden ayrılırdı. İnfaz tamamlan-
                                                                                dıktan sonra cellatlar kanlı palalarını, satır-
                                                                                larını bu çeşmede yıkarlardı. Onun için de
                                                                                bu Çeşme, Cellat Çeşmesi olarak tarihtekini
                                                                                yerini almıştır. Bu Çeşme’nin bir diğer adı
                                                                                ise siyasi mahkûmların yine burada idam
       Dünyada hiçbir çeşme,                                                    edilmelerinden  dolayı Siyaset Çeşmesi’dir.
                                                                                Bu cellatlara ise meydan-ı siyaset ustası de-
          Topkapı Sarayı’ndaki                                                  nilmiştir.  Bazen  de  mahkûmlar,  Balıkhane
         Cellat Çeşmesi kadar                                                   Kasrı’nda şerbetlerini içer içmez kementle
           ölüm görmemiştir.                                                    boğularak öldürülür, cesedi de ayağına taş
                                                                                bağlanılarak denize atılırdı. Başı kesilerek
         Yorgun bedeni bunca                                                    öldürülenlerin kesik başı, çeşmenin önün-
          acıya dayanamayan                                                     de ve karşısında bulunan Seng-i İbret (ib-
                                                                                ret taşı) adındaki sütunların üzerine yahut
        çeşme, 2. Abdülhamid                                                    Bab-u  Hümayun’un  nişlerine  konulur,  üç
        tarafından kaldırılmış                                                  gün bekletildikten sonra başsız cesedi gibi

         yerine ünlü Hamidiye                                                   kellesi de denize atılırdı. Birçok yabancı
                                                                                gezgin eserlerinde Sarayburnu açıklarında
          Çeşmesi yapılmıştır.                                                  gezerken gördükleri kesik başlardan bah-
                                                                                setmişlerdir.

                                                                                Cellat Çeşmesi, 2. Abdülhamid tarafından
                                                                                Alman  İmparatoru  Kaiser  2.  Wilhelm’in
                                                                                Topkapı’yı ziyareti öncesi 1898 yılında kal-
                                                                                dırılmış, yerine ünlü Hamidiye Çeşmesi ya-
                                                                                pılmış ve böylece bir çeşmenin bitmek bil-
                                                                                meyen acılarına son verilmiştir.

                                                                                Abdurrahman Şeref Bey’in deyimiyle ise
                                                                                “Nice feryat ve zârilerin şahid-i câmidi olan
                                                                                bu menhus çeşme" yok edilmemiş, Bâb-ı
                                                                                Hümayun’un  içine  taşınmıştır.  Fakat  ister
                                                                                başka bir yere kaldırılsın isterse tamamen
                                                                                yok edilsin, çeşmenin acıyla akmasına ni-
                                                                                hayet bir son verilmiştir.











       64  ÇEVRE VE ŞEHİR HAZİRAN 2019
   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71