Page 14 - YEŞİL KASABA
P. 14
- YEŞİL K A S AB A - - EL ÇİN KUZUCU -
necektik. Çınar elindeki değnekle sürekli yerlere caktım ki Dalga yanımda belirdi. O da Selim am-
bir şeyler çiziyordu sanki. Merak edip sordum. canın simidini çok sevdi.
– İz bırakıyorum. Belki takip etmek ya da – Hadi kalkın, şimdi sırada “Her Şeyci” var.
bize ulaşmak isteyen olur. Ara sıra da ismimi ya-
Berna, orayı mutlaka görmelisin. Dahası kasaba-
zıyorum ki kolay bulsunlar, dedi.
da yaşamanın en önemli şartı Her Şeyci’yi bilmen
Böylece hepimiz yol kenarlarına isimlerimi- ve sahibini tanımandır, dedi Zeynep.
zi yazdık. Toprağa ağaç dalıyla yazı yazmak çok
İlk kez bu isimde bir dükkân duydum. Gide-
eğlenceliydi. Kasabaya geldiğimizde ok işaretle-
ceğimiz yerde ne olduğunu sorduğumda hepsi
riyle yerimizi belirledik. Yaz tatillerinde dedem ve
birlikte aynı cevabı verdi:
anneannemle sıkça buraları gezdiğim için nerede
ne var, biliyordum. Taze süt ve meyvelerden don- – Her şey!
durma yapan Selim amcanın dükkânına geldik.
Müzik kutusu, mıknatıs, pul, kukla yapım
– Çocuklar günaydın! Hoş geldiniz! Bu mev-
araçları, kargaburnu, raptiye, bakır leğen, robot
simde dondurma yapmıyorum ama sıcacık simit-
süpürge… Geçmişe ve günümüze ait neye ihtiya-
lerim var. Şimdi çıktı. İster misiniz, dedi tüm ne-
cınız varsa… “Her Şeyci” sizin için biçilmiş kaftan.
zaketiyle. Hep bir ağızdan,
Her Şeyci’nin reklama ihtiyacı olsaydı benim ak-
– İsteriz, dedik. Dükkânın önündeki masaya lımdan geçen bu cümleyi slogan olarak kullana-
oturduk. Simitlerin yanına bol köpüklü ayran da bilirdi.
getirdi. Afiyetle yedik. Son lokmamı ağzıma ata-
14 15