Page 17 - UMUT YÜKLÜ BALON
P. 17

- UMUT YÜKLÜ B AL ON -      - MEHT AP TEKER -


 mevsimlerin  döngüsü  değişiyor.  İklim  krizi  Peri   kalacak mı? Hayır, tabii ki!.. Son olarak sizden bu
 Bacaları gibi doğal kültür varlıklarını da etkiliyor.   problemler için çantanızdaki hayalî çözüm san-

 Bilim insanları Peri Bacalarının aşırı aşınmadan   dığına tedbir önerileri koymanızı istiyorum.
 zarar görebileceğini söylüyor.   Şeyda  Hanım,  mola  yerine  yaklaştıklarını
          fark edince çocuklara bir öneride bulundu:
 Güneş’in hemen yanında oturan Toprak,

 – Öğretmenim,  peki iklim krizine neden olan   – İnsanlar en başından beri sahip olduğu her
          şeyi  çoğaltmak  istedi.  Yaşadığı  yeri,  giydiği  kı-
 şeyler nelerdir, diye meraklı gözlerle sordu. Şey-
          yafeti, yediği yemeği… Bunu yapmak isterken de
 da Hanım,
          neyi azalttığını fark edemedi. Doğadaki canlılara,
 – Bunun birçok nedeni var Toprak ancak ilk
          havaya, suya ve toprağa verdiği zararları göre-
 sırada çevre kirliliği geliyor, dedi ve sınıfa döne-  medi. Gelin, hep birlikte bu gezide doğaya zarar
 rek sözlerine devam etti:  vermeden nasıl var olabiliriz, bunu düşünelim.

 –  Hazır  yeri  gelmişken  ikinci  görevinizden   Sohbet bitmemişti ama mola yerine gelmiş-
 bahsedeyim.  Hayalî  keşif  gözlüklerinizle  doğa-  lerdi. Hep birlikte servisten indiler. Deniz mola-

 daki muhteşem güzellikleri kaydettiniz. Sıra gel-  dan sonra yol boyunca uyumuştu. Toprak ve Gü-
 di onları tehlikeye atan problemleri çantanızdaki   neş uzun uzun sohbet ettiler ama konuşacakları

 hayalî kavanozlara kapatmaya. Kontrol edin ba-  konular  bitmemişti.  Güneş,  sırt  çantasının  püs-
 kalım, herkesin hayalî kavanozu yanında mı, diye   küllerinden bir ip koparıp Deniz’in burnuna do-
 sordu.   kundurdu.  Deniz  öyle  derin  uyuyordu  ki  burnu-
          nu kaşıyıp uyumaya devam etti. Güneş aynı şeyi
  Tüm sınıf yine hep bir ağızdan “Evet!..” diye
          tekrar yapınca bu kez uyandı. Toprak ve Güneş
 bağırdı. Şeyda Hanım devam etti:
          onun sevimli hâllerine gülerken sordu:
 –  Bütün bu güzellikleri tehlikeye atan prob-
               –  Ne oldu, geldik mi?
 lemleri kavanoza kapattık. Peki, onlar orada öyle


 16                                   17
   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22