Page 8 - SU YOLCULARI
P. 8
- SU Y OL CULARI - - MEHT AP TEKER -
Köy meydanına giden patika yolda yürümeyi çok kendileri çeşme başlarında dinlenirlermiş. Kim
seviyordu. Köyün tam ortasındaki büyük çeşmeyi düşünüp yaptırdıysa hiç tanımadığı insanlara ne
görünce dedesinin elini bırakarak koştu. Bu çeş- büyük bir iyilik etmiş. Diyelim ki kapına bir misafir
meden su içmek Ebru’ya başka bir dünyada ya- geldi ve senden bir bardak su istedi. Suyu ver-
şıyormuş gibi hissettiriyordu. diğinde sana ne kadar teşekkür eder değil mi?
– Dedeciğim, sanki bu çeşmenin suyunun Peki, sen bu yolculara ve gelen geçen herkese
tadı çok farklı ya da bana öyle geliyor. Bilmiyo- aynı ikramı yapmak için bir çeşme yaptırsan ne
rum, dedi Ebru. olur? Tanımadığın yüzlerce insan her su içtiğinde
sana teşekkür eder.
Niyazi Bey çeşmeye yaklaştı. Avucunu su ile
doldurup içtikten sonra şöyle dedi: Ebru:
– Elbette farklı güzel kızım. Bu sular şehir- – Çok haklısın dede, okuldayken bazen su-
lerdeki sulara benzemez. Kaynak suyu bu. Kaya- luğumdaki su bitiyor. Gidip kantinden alıyorum,
lardan, topraktan doğal mineralleri toplayıp geli- suyu içtiğimde kendimi çok iyi hissediyorum.
yor. Doğal su şifadır, şifa!.. Niyazi Bey:
Ebru, dedesi ne yapıyorsa onu yapıyordu. – Üstelik bu çeşmeleri yaptıran hayırsever
Dedesi gibi avucuna su alıp ensesini ıslattıktan insanlar hiçbir karşılık beklememişler.
sonra sordu:
Niyazi Bey evden getirdiği kovayı işaret etti.
– Peki, bu çeşmeyi kim, niçin yaptırmış? Konuşmasına şöyle devam etti:
Niyazi Bey: – Mesela buna sebil denir. Sebil iyilik de-
– Eskiden insanlar binek hayvanlarıyla uzun mektir. Hangi canlıyı suyla buluşturursan ona iyi-
süre yolculuk yaparmış. Hem hayvanları hem de lik edersin.
8 9