Page 52 - GERÇEK ZENGİNLİK
P. 52
- GER ÇEK ZENGİNLİK - - EVRİM ÖL ÇER Ö ZÜNEL -
ğını anlamak için etrafına bakındı. Şimdilik kimse – Elif kızım bugün ne yapacağız biliyor mu-
Elif’i duymamıştı. Gülümsedi ve turuncu karava- sun?
nın gittiği yollara bakmak için cam kenarına geç-
¬– Haydi, lütfen söyle babacığım; çok me-
ti. Yolda sıra sıra ulu dağları aştılar. Portakal ve
raklandım. Ne yapacağız?
zeytin ağaçlarının arasından çam ormanlarının
Babası o sırada elinde tuttuğu dalış takım-
derinliklerine ulaştılar. Oradan kıvrıla kıvrıla tek-
larını ve deniz gözlüğünü Elif’e doğru uzatarak
rar dağdan indiler. Bu sefer yolları epey uzundu.
şöyle dedi:
Gece yarısına doğru turuncu karavan, park ye-
rine ulaşabilmişti. Karavan parkına geldiklerinde – Bugün seninle deniz altı dağlarını görece-
Elif çoktan uyumuştu. ğiz kızım. Hazır mısın?
Sabah horoz sesleriyle uyandılar. Hava ol- Elif kumsalda hoplayıp zıplayarak babasına,
dukça nemliydi. Güneş, yaprakları ve kumları he- – Elbette babacığım, elbette hazırım. İyi ki
nüz ısıtmamıştı. Etraftaki ağaçlar, ısınmak için geçen yıl bana yüzmeyi öğretmişsin ama bir da-
yapraklarını genişçe açmıştı. Elif gözlerini ovuş- kika! Denizin altında dağ nasıl olabilir ki? Benim
turarak karavanın kapısına yaklaştı. Gördükle- gördüğüm dağların hepsi yeryüzünden gökyü-
ri karşısında hayrete düştü. Önünde çarşaf gibi züne uzanıyor. Denizin altında bir dağ olabilece-
masmavi bir deniz duruyordu. Esen rüzgâr de- ğini hiç düşünmemiştim, dedi.
nizin üzerinde minik minik dalgalar oluşturuyor-
Babası,
du. Elif koşarak denize yaklaştı. Terliklerini çıkar-
tarak ayaklarını ılık tuzlu suya soktu. Hava daha – Öyleyse az sonra göreceksin, dedi.
ısınmamıştı ama su ılıktı. Ayakları hiç üşümemişti. Ardından baba-kız dalış hazırlıklarına baş-
“Ne kadar güzel bir yer, her yer masmavi!” diye ladılar. Elif önce dalgıç kıyafetlerini giydi. Ardın-
geçirdi içinden. Bu sırada Elif’in babası seslendi: dan üzerinde rengârenk çiçekler olan deniz göz-
52 53