Page 51 - GERÇEK ZENGİNLİK
P. 51

- GER ÇEK ZENGİNLİK -   - EVRİM ÖL ÇER Ö ZÜNEL -


 Taşlar aynı ritimle ama hep bir ağızdan ne   önemli. Bu konuda arkadaşlarınla güzel projeler
 kadar yorulduklarını şu sözlerle anlatmaya çalı-  yapacağına eminim. Seninle bu yüzden tanıştık.
 şıyorlardı Elif’e:    Ben her zaman elimden gelen rehberliği yaparım

          size ama unutma ki en büyük iş sizlere düşüyor.
 –  Yorulduk  Elif.  Üzerimizde  yürürken  daha
          Sizler  çevreye  ve  kültürünüze  duyarlı  olursanız
 dikkatli, daha nazik olunsa keşke… O zaman biz
 de daha beyaz oluruz.  biz  burada  kalabiliriz.  Yoksa  günden  güne  terk
          ediyoruz dünyamızı. Oysaki bu dünyada ağaçlar,
 Elif  onları  çok  iyi  anlıyordu.  Pamukkale’nin
          böcekler,  çiçekler,  taşlar,  madenler  ve  insanlar
 daha uzun yıllar pamuk gibi kalmasını sağlama-
          hep birlikte yaşıyoruz. Hepimiz birbirimiz için çok
 ları  gerekiyordu.  Elif  Pamukkale’ye  hayran  kal-
          değerliyiz. Umarım, sen tüm bunları arkadaşları-
 mıştı. Oraya “Pamuk Şehir” adını vermek istiyor-
          na anlatabilirsin. Ancak birlikte olursak dünya bu
 du. Tıpkı pamuk şeker gibi… Ne güzel olurdu izin
          kadar güzel kalabilir ve biz hep çok zengin oluruz.
 verselerdi? O geceyi Pamukkale’de geçirdiler. Elif
               Eskiden  olsa  belki  ağacın  söylediklerini
 rüyaya  daldığında  dans  eden  yaşlı,  bilge  ağaç
 yine  göründü.  Elif  onu  görür  görmez  dallarına   dinlemezdi  ama  artık  Elif  değişmeye  başlamış-
          tı. Bunu hissedebiliyordu. Ağacın sözleri Elif için
 tırmandı  ve  kucağına  oturdu.  Artık  iyi  arkadaş
          çok kıymetliydi. Ona hak verdi. İnsanlar çevrele-
 olmuşlardı. Elif ona gördüklerini ve düşündükle-
 rini anlattı. El birliğiyle kaplumbağalar, foklar ve   rindeki  her  türlü  varlığa  görünmez  iplerle  bağlı
          gibiydiler.  Bunu  fark  etmek  ona  mutluluk  verdi.
 pamuk taşlar için bir şeyler yapmalıydılar. Ağaç,
          Ardından annesinin şefkatli sesiyle uyandı. Sa-
 dallarıyla Elif’in saçlarını okşadı ve ona şu sözleri
          bah  olmuştu  bile.  Hemen  günlüğünü  alıp  ağa-
 söyledi:
          cın  ona  anlattıklarını  yazdı.  İçinden  “Şimdiden
 – Görüyorsun değil mi sevgili Elif, insanlar bu
          günlüğüme yazacak ne çok macera yaşadım. Ne
 zenginliklerin hiç farkında değiller. Bu zenginlik-
          şanslıyım!..” dedi. Sonra onu duyan olup olmadı-
 lerin farkına varılması ve onların korunması çok



 50                                   51
   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56