Page 50 - GERÇEK ZENGİNLİK
P. 50
- GER ÇEK ZENGİNLİK - - EVRİM ÖL ÇER Ö ZÜNEL -
Taşlar aynı ritimle ama hep bir ağızdan ne önemli. Bu konuda arkadaşlarınla güzel projeler
kadar yorulduklarını şu sözlerle anlatmaya çalı- yapacağına eminim. Seninle bu yüzden tanıştık.
şıyorlardı Elif’e: Ben her zaman elimden gelen rehberliği yaparım
size ama unutma ki en büyük iş sizlere düşüyor.
– Yorulduk Elif. Üzerimizde yürürken daha
Sizler çevreye ve kültürünüze duyarlı olursanız
dikkatli, daha nazik olunsa keşke… O zaman biz
de daha beyaz oluruz. biz burada kalabiliriz. Yoksa günden güne terk
ediyoruz dünyamızı. Oysaki bu dünyada ağaçlar,
Elif onları çok iyi anlıyordu. Pamukkale’nin
böcekler, çiçekler, taşlar, madenler ve insanlar
daha uzun yıllar pamuk gibi kalmasını sağlama-
hep birlikte yaşıyoruz. Hepimiz birbirimiz için çok
ları gerekiyordu. Elif Pamukkale’ye hayran kal-
değerliyiz. Umarım, sen tüm bunları arkadaşları-
mıştı. Oraya “Pamuk Şehir” adını vermek istiyor-
na anlatabilirsin. Ancak birlikte olursak dünya bu
du. Tıpkı pamuk şeker gibi… Ne güzel olurdu izin
kadar güzel kalabilir ve biz hep çok zengin oluruz.
verselerdi? O geceyi Pamukkale’de geçirdiler. Elif
Eskiden olsa belki ağacın söylediklerini
rüyaya daldığında dans eden yaşlı, bilge ağaç
yine göründü. Elif onu görür görmez dallarına dinlemezdi ama artık Elif değişmeye başlamış-
tı. Bunu hissedebiliyordu. Ağacın sözleri Elif için
tırmandı ve kucağına oturdu. Artık iyi arkadaş
çok kıymetliydi. Ona hak verdi. İnsanlar çevrele-
olmuşlardı. Elif ona gördüklerini ve düşündükle-
rini anlattı. El birliğiyle kaplumbağalar, foklar ve rindeki her türlü varlığa görünmez iplerle bağlı
gibiydiler. Bunu fark etmek ona mutluluk verdi.
pamuk taşlar için bir şeyler yapmalıydılar. Ağaç,
Ardından annesinin şefkatli sesiyle uyandı. Sa-
dallarıyla Elif’in saçlarını okşadı ve ona şu sözleri
bah olmuştu bile. Hemen günlüğünü alıp ağa-
söyledi:
cın ona anlattıklarını yazdı. İçinden “Şimdiden
– Görüyorsun değil mi sevgili Elif, insanlar bu
günlüğüme yazacak ne çok macera yaşadım. Ne
zenginliklerin hiç farkında değiller. Bu zenginlik-
şanslıyım!..” dedi. Sonra onu duyan olup olmadı-
lerin farkına varılması ve onların korunması çok
50 51