Page 49 - ANADOLU LEOPARI
P. 49

- ANADOLU LE OP ARI -        - MUR A T KILIÇ -


 kaşıyordu. İki geyik ise boynuzları ile birbirlerini   Yerdeki elimin üstünden bir karınca kervanı
 itmeye çalışıyordu.   geçiyordu. Elimi onların yolunun üstüne koyduğu-
          mu yeni fark etmiştim. Yerimden kalkmadım. Ka-
 Geyiklerden  biri  otları  yiyerek  fotokapana
          rıncaların hepsinin geçmesini bekledim. Kendile-
 doğru yaklaştı. Otları ağzında çevirirken bir yan-
          rinden daha büyük yiyecekleri sırtlarında, yuva-
 dan  da  fotokapana  bakıyordu.  Fotokapanı  önce
          larına doğru taşıyorlardı.
 kokladı. Sonra kameraya kocaman dilini çıkararak
               Bu  sırada  dayım,  geyik  sürüsündeki  yirmi
 bir güzel gösterdi. O an sanki dilini bize gösteri-  iki geyiğin hepsinin sağlıklı olduğunu söyledi. Bu
 yormuş gibi bilgisayardan uzaklaştık. Dayım bize   alan geyiklerin dinlenme ve otlanma alanıydı. Da-
 gülüyordu.   yım geyiklerle ilgili bütün notlarını aldıktan sonra

          yola devam ettik. Ağaçların sık olmadığı, rengâ-
          renk çiçeklerle kaplı bir alana geldik.
               Dayım,
               – Ben fotoğraf çekerken siz de dinlenebilir

          veya çevreyi gözlemleyebilirsiniz, dedi.
               Çiçeklerin  üzerlerinde  arılar  geziyordu.  Bir
          çiçekten diğer çiçeğe uçuyorlardı. Kağan yerde
          bulduğu bir dal parçasını eline aldı. Yerde duran
          kütükteki delik dikkatini çekmişti. Merakından olsa
          gerek, kütükteki deliğe dal parçasını sokar sok-
          maz delikten dışarı arılar çıkmaya başladı. Kağan
          korktu ve dalı bırakıp koşmaya başladı. Arkasında
          arılar vardı. “Dayı! Dayı!” haykırarak koşuyordu.
          Dayım olduğu yere çökmesini ve hareketsiz kal-

          masını istedi. Arılar Kağan’ın üzerinde birkaç tur
          döndükten sonra kütüğe doğru uçtu.


 48                                   49
   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54