Page 46 - Çevre ve Şehir Dergisi - Sayı 12
P. 46
İnsan ve Şehir
MUSTAFA KARAOSMANOĞLU Yaşadığımız
şehirler;
kurmuş
olduğumuz
medeniyetlerin
bir göstergesi
olmakla
birlikte, temsil
ettikleri bu
medeniyetlerin
temel kodlarını
bir refleks
olarak kendi
bünyelerinde
taşırlar.
Şehir, bir yanlış algılama biçimi olarak köyün büyümüş, nüfus temel kodlarını bir refleks olarak kendi bünyelerinde taşırlar.
kazanmış hali değildir. Bilakis şehir işbölümünün başladığı, Şöyle de diyebiliriz; her duyumuzun şekillenmiş olduğu kültürel
aynî mübadelenin nakdî mübadele haline dönüştüğü, hukukun ve medeni kodlama, şehrin bütün dokularına sinmiştir.
daha ziyadesiyle yazılı hale geldiği ve insanların belirli kurallar Açmak gerekirse, görme duyumuza, dokunma duyumuza, tatma
dâhilinde bir arada yaşadıkları mekânın adıdır.
duyumuza, işitme duyumuza ve hatta İvan İllich’in “H2O ve
İnsanoğlunun sergilemiş olduğu bütün eylemler birbirlerinden Unutmanın Suları” isimli kitabında; “Orta Çağlarda her şehrin
etkilenirler ve aynı zamanda her eylem biçimi “süreç içinde” kendine ait bir kokusu vardı” dediği gibi koklama duyumuza bile
bir öncekine göndermelerde bulunur. Bu bağlamda bağrında hitap eden şehirlerin mevcudiyetinden bahsedebiliriz. Veya her
yaşadığımız şehirler; kurmuş olduğumuz medeniyetlerin bir sahil şehrine girdiğinizde sizi ilk karşılayan enstrümanlardan biri
göstergesi olmakla birlikte, temsil ettikleri bu medeniyetlerin koklama duyunuza hitap eden yosun kokusu olur.
İran, Şiraz Camii
46 | ÇEVRE ve ŞEHİR | ARALIK 2012