Page 127 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 127

Zeki Ünal Yümün - Erol Kam - Melike Önce


            suda  ve  taban  sedimentlerinde  toksik  etki  oluştururken  organik  kirlilikler
            ortamda  organizmalar  için  besin  zincirini  artırmaktadır.  Besin  zincirindeki
            artışla  birlikte  su  sıcaklığında  ani  değişimlerin  olması  durumunda  ve  su
            akıntısının düşük olduğu mevsimlerde alg ve diğer fitoplankton da ciddi bir
            çoğalma  meydana  gelmektedir.    Bu  mikroorganizmalara  bağlı  olarak  deniz
            salyası  olarak  tanımlanan  şeffaf,  yapışkan  peltemsi  bir  madde  oluşur.  Bu
            maddenin  bir  bölümü  deniz  tabanına  çökerek  sedimentleri  kaplarken,  bir
            kısmı dalga hareketleriyle kıyılara taşınarak deniz yüzeyinde yığışımlar halinde
            toplanmaktadır. Su yüzeyini kaplayan ve sucul ortamda fotosentezin kısmen
            veya  tamamen  durmasını  sağlayan  bu  örtü,  sudaki  eriyik  oksijen  oranını
            düşürmektedir. Su ortamında oksijenin düşmesi sucul canlıların toplu ölümüne
            neden olmaktadır. Ölen canlıların kalıntılarının da deniz salyasına katılmasıyla
            birlikte  müsilaj  ortamda  kötü  koku  yayan  bir  maddeye  dönüşmektedir.  Bu
            durum zaman zaman Marmara Denizi’nde de görülmekte ve ciddi bir çevre
            problemi  oluşturmaktadır.  Bu  problemin  nedenlerini  araştırmaya  yönelik
            olarak  denize  deşarj  olan  sulardan,  deniz  salyasından  ve  deniz  suyundan
            numuneler alınarak gerekli analizler yapılmıştır. Alınan numunelerin, toplam
            karbon, toplam organik karbon, inorganik karbon ve toplam azot değerleri
            analiz edilmiştir.
               Müsilajın pH değeri 6,65-7,12 arasında, deniz suyunun pH değeri ise 7,88-
            8,25  arasındadır.  Analiz  sonuçlarına  göre  müsilaj  numunesinin  asidik,  deniz
            su  numunesinin  ise  bazik  karakterde  olduğu  saptanmıştır.  Deniz  suyuna
            azot ve fosfor gübresi katılarak suyun ve müsilajın asitlik durumu izlenmiştir.
            Bu  deneyde  müsilaj  pH  değeri  6,15-6,55’e,  deniz  suyunun  pH  değeri  ise
            7,15-7,25’e kadar düşerek ortamın asitleştiği ve elektrik iletkenliğinin arttığı
            görülmüştür. Deniz salyasının çözünmüş oksijen miktarı ölçülemeyecek kadar
            az olup, hacimsel olarak %25 tatlı su katılması durumunda çözünmüş oksijen
            değeri 1,22-1,23 ppm’e kadar yükselmektedir.

               Marmara Denizi’nde 2021 yılı yaz aylarında meydana gelen deniz salyasından
            ve deniz suyundan numuneler alınarak organik madde analizi yapılmıştır.  Bu
            analizlerde deniz suyu numunesinin toplam karbon (TC= 36,5 ppm), inorganik
            karbon (IC= 25,8 ppm), toplam organik karbon (TOC=10,7 ppm) ve toplam
            azot (TN=0,32 ppm) değerleri elde edilmiştir. Müsilaj numunesinin de toplam
            karbon  (TC=  428  ppm),  inorganik  karbon  (IC=  93.8  ppm),  toplam  organik
            karbon  (TOC=334.2  ppm)  ve  toplam  azot  (TN=17.4  ppm)  değerleri  elde
            edilmiştir.  Stereo  zoom  mikroskopla  yapılan  incelemede  müsilaj  içerisinde
            planktonik  alg  ve  diğer  fitoplanktonun  bulunduğu  saptanmıştır.  Müsilajın
            organik  madde  oranının  da  yüksekliği  göz  önünde  bulundurulduğunda
            müsilajın çoğunlukla organik kökenli olduğu ve bentik, planktonik alg ve diğer
            fitoplanktondan meydana geldiği anlaşılmıştır.



            112  Çevre, Şehir ve İklim Dergisi
   122   123   124   125   126   127   128   129   130   131   132