Page 65 - Çevre Şehir ve İnsan Dergisi - Sayı 2
P. 65
Çevre, Şehir ve İnsan
İnsanın yaşadığı çevrenin ilişkinin doğrudan kurulabil-
kendi kimliğini ve kişiliğini diği, ailenin tüm fertlerinin
yansıttığından hareketle, insa- birbirinden kopmadan ancak
nın yaşam amacına uygun mahremiyetle yaşayabildiği,
evlerde ve şehirlerde yaşaması sosyal dayanışmanın kolay İnsanın düny
İnsanın dünyadaki adaki
gerektiğini savunmuştur. olduğu bir şehirdir.
Şehirlerin ve şehri oluşturan İnsanın yaşadığı tabiatı
vazifesi, dünyayı azifesi, dünyayı
tüm yapıların yalnızca inşa örselemeden kullanması v
edildiği döneme değil, henüz gerektiği, tasarımların doğaya
güzelleşti
dünyaya gelmemiş nesillerin en az müdahaleyle yapılması güzelleştirmektirrmektir
de ihtiyaçlarına asgari ölçüde ve yapıların adeta tabiatın
hitap etmesi gerektiği kaygısı bir parçası gibi hissettirmesi
duymuştur. gerektirdiğini savunmuştur.
Bu minvalde Anadolu şehir-
Her insanın güzel bir çevrede lerini yeniden yorumlamaya
yaşama hakkına sahip oldu- odaklanmıştır.
ğunu savunan Cansever; bu Bir sanatkâr duyarlılığıyla
görüşlerini “Müstakbel nesil- ele aldığı eserlerinde yüzü
lerin karşılaştıkları dün-
yanın çirkin, çatışmalar
ve kirlilikler dünyası
olması, bu nesillere karşı
işlenen en büyük suç “Dünya evimizdir, dün-
olacaktır.” şeklinde ifade
etmiştir. yayı güzelleştirmek evi-
mizi güzelleştirmektir.
İslamiyet’in dünyayı Evin güzelliği oda, sofa
güzel kabul ettiğine, ve bahçe ile birlikte cen-
insanın asli ve en önemli net tahayyülünü imge-
görevinin bu güzelliği
sürekli olarak yaşatmak ler. Ne de olsa otağımız
olduğuna değinmektedir. ocağımızdır, ocağımız da
Osmanlı toplumunun da odağımızdır. ”
bir İslam toplumu olarak
nihai amacının dünyanın
güzelliklerini yaşatmak
olduğunu ifade etmiştir.
Bu ideolojiye göre şehirlerin, geleceğe ve modernliğe Turgut Cansever
cennetin bir parçası gibi inşa dönükken, sırtını gelene-
edilmesi gerektiğini vurgula- ğe ve Osmanlı yapı tipine dünyada eserleri,
mıştır. Zira ona göre: “İnsanın yaslamaktadır. Gelenekle
dünyadaki vazifesi, dünyayı zıtlaşmadan, geçmiş tecrübe- üç kez Ağa Han
güzelleştirmektir.” leri değerlendirerek, güncel
bilgileri de reddetmeksizin, Mimarlık Ödülü’ne
Varlık- kâinat tasavvurunun çözümleme arayışındadır.
bir sanat erine yansıması Buna karşın Turgut Cansever, layık görülen tek
gerektiğine inanan Cansever, ideal çevre- şehir yapılanması
sanatı-mimariyi bir ahlak ala- kurgusunun önündeki engeli, mimardır.
nı olarak değerlendirmiştir. insanın özünden, doğasından
Bu doğrultuda tüm mimari ve ve geleneklerinden koparken,
şehircilik çalışmalarında tev- içsel boşluğunu da madde-eş-
hit inancının izdüşümlerini, ya ile doldurmaya çalıştığına
yansıtmaya çalışmıştır. Tevhit dayandırmaktadır.
inancını dayandırdığı güzel
çevre ise onun için doğayla 65
7.04.2025 18:07:32
sayı2_070425.indd 65 7.04.2025 18:07:32
sayı2_070425.indd 65