Page 49 - CIS_1
P. 49
ÜMRANDAN UYGARLIĞA, ŞEHİRDEN MEDENİYETE toplumsal olarak bir tür özgürlük arama tecrübesidir. Bu min-
valde şehrin yüzü hep geleceğe yönelmiştir.
Şehir ve medeniyet kavramları bizim kadim kültürümüzde
birbirine geçmiş kavramlardır. Medeniyetsiz bir şehir dü- KADERİ, KADER YAZMAK OLAN ŞEHİRLER…
şünülemeyeceği gibi şehirsiz bir medeniyeti düşlemekte de
zorlanırız. Bizim kültürümüzde, medeniyet kavramı ilk olarak Tarihte birçok şehir bazı özellikleri ile diğerlerinden ayrılmaktadır.
Bilim şehirleri vardır Bağdat gibi, İskenderiye gibi; tasavvuf
Yesrib şehrinin adının Medine olması ile başladı. İbn Haldun’un
Mukaddime isimli efsanevi kitabında oluşturmuş olduğu ter- şehirleri vardır Buhara ve Semerkant gibi; imparatorluk şehirleri
minolojiye göre; bedevilikten hadariliğe, kültürden medeniyete vardır Roma gibi, İstanbul gibi… Veya günümüzde olduğu gibi
kadar geniş bir çerçevede, insanın yapıp ettiklerinin “ümran” eğlence şehirleri vardır Beyrut gibi, Monte Carlo gibi. Bununla
kavramı ile karşılandığını bilmekteyiz. Ümran, toplumsal alanda birlikte bazı karmaşık şehirler vardır ki onlar da birçok özelliği
her türlü insan ilişkisini içerebilecek genişliğe sahip bir kavram beraberinde taşırlar; mesela Konya gibi. Bir örnek vermek ge-
olup, yine her türlü insanlık hali ümranın içinde yer almaktadır. rekirse; Konya, hem kültürel ve hem de idari başşehirlik yaparak
İnsanın yapıp ettiklerini geniş alanda değerlendirirsek eğer bu kendini göstermiş bir şehir olmakla diğer şehirlerden ayrılır.
bağlamda medeniyet kavramı, şehir, kent anlamına gelen ve ŞEHİR-İNSAN İLİŞKİSİNİN İKİZ DİYALEKTİĞİ
insanî bir faaliyet olan Medine kelimesinden türemiştir, yargısına
tarihsel bir materyal olmadan bile salt bazı çıkarımlarla gönül Sonuçta şehirler vardır insana renk verirler, “falanca memleketin
rahatlığıyla ulaşabiliriz. insanı” olarak anılan insanlar; kendi bilinen temel özelliklerinin
şehirleri tarafından kazandırıldığına inanılan insanlardır. Genelde
dış dünyalarının oluşturmuş olduğu bir çerçevenin dışına pek
ŞEHİRLERİN YÜZÜ HEP GELECEĞE YÖNELİR
çıkamamış insanların şehirleridir bu şehirler. İnsanlarına tipik
Şehir kelimesinin bir anlamı da Yunanca kozmopolitandır. Koz- özellikler verirler. Bahsi geçen şehirler, o insanlara bazı refleksler
mopolis; kozmos kelimesinden kalkarak söylenecek olursa, uyum katarak hem o insanların sınırını çizerler ve hem de onların en
içinde bulunan ve evrensel bir renge sahip olan bir şehir demektir. önemli yapı taşlarını meydana getirmiş olurlar.
Burada da şöyle bir yargıya varabiliriz; şehir, birçok yerden gelip,
birçok kültürü barındıran insanlar topluluğunun yurdu olarak, Bunun yanı sıra şehirler vardır ki renklerini insandan alırlar. Me-
çok sesli bir yapıyı ve farklılıkları bir arada yaşamanın mekâna sela tarihi Bistam şehri, Beyazıd-ı Bestami olmasa kimin aklına
yansımış adıdır. gelebilir ki. Kaldı ki bu şehir tarihte Semnan Eyaletine bağlı
olmakla beraber bu eyaletin adı bile anılmamaktadır.
Aslında şehir farklılıkları besleyen, insanların belli kurallar ve
saygı temelinde birbirlerine belli kalıplar dâhilinde davranmalarını Şehir-insan ilişkisi o kadar kolay bir ilişki türü değildir elbette; bu
ilham eden açık uçlu bir yapıdır. Şehir insanların önüne belirli her iki kavram devamlı bir şekilde özne-nesne diyalektiği içinde ve
kurallar koyabildiği gibi, başkalarının hayatına müdahale et- dönüşümlü olarak devamlı birbirlerini beslerler.
meden veya başkalarıyla beraber, birlikteliğin verdiği güçle, Belki de şehir en çok insana benzer akranları arasında.
Semerkand
ARALIK 2012 | ÇEVRE ve ŞEHİR | 49