Page 191 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Özel Sayı
P. 191
Engin YILDIZ - İsmail BULUT
4. Sonuçlar
Ülkemizin doğusunda yer alan Erzurum Palandöken Kayak Merkezi›nde çığ
tehlike haritasının hazırlanma süreci, aktif ve potansiyel çığ başlama bölgelerinin
belirlenmesiyle başlamıştır. Bu amaçla, belirlenen çalışma alanında potansiyel
çığ başlama alanlarının otomatik olarak tespit edilmesi için geliştirilen bir
algoritma kullanılarak yapılan çalışma ve arazi gözlemleri ile yerinde kontrol
çalışmaları sonucunda, toplamda 15.335 hektar çalışma alanında 1.779 hektar
potansiyel ve aktif çığ başlama bölgeleri tespit edilmiştir. Aktif ve potansiyel
çığ başlama bölgeleri belirlendikten sonra, çığ akma ve birikme sınırlarının
tespiti amacıyla RAMMS yazılımı kullanılarak analizler gerçekleştirilmiş ve
çığ akma ve birikme alanları (6.605 ha) bulunmuştur. Sonrasında bu alanlar
birleştirilerek Palandöken Kayak Merkezi çığ tehlike haritası oluşturulmuştur.
Türkiye’de çığlar ciddi bir sorun olmasına rağmen, bu olayları kaydeden,
belgeleri düzenleyen, sınırlarını belirleyen ya da gerekli ölçüm ve analizleri
yapan bir kurum bulunmamaktadır. Dolayısıyla, yalnızca ölümlere, yaralanmalara
ve ekonomik zararlara yol açan birkaç kayıtlı olay dışında güncel bir çığ
veri tabanı mevcut değildir. Bu durum, potansiyel ve geçmiş çığ olaylarının
büyüklüğü ve alan kapsamı hakkında bilgi sağlayan çığ tehlike haritalarının
eksikliğinden kaynaklanmakta ve çığ tehlike durumunun belirlenmesi ve
arazi kullanım planlaması için tehlikeli alanların net bir şekilde belirlenmesini
gerekli kılmaktadır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, Jandarma karakolu
açısından çığ tehlikesi ciddi boyutlarda tespit edilmiştir. Karakola doğrudan
ulaşan çığ basıncının 80 kPa, hızının 17 m/s ve yüksekliğinin 14 metreye kadar
çıktığı belirlenmiştir. Nitekim 18 Ocak 2016 tarihinde meydana gelen çığ
olayı, karakolun kafeteryasına zarar vermiş ve bir askerin yaralanmasına neden
olmuştur. Bu bulgular, gelecekte gerçekleşebilecek çığ olaylarının 2016’daki
olaydan daha ağır sonuçlar doğurabileceğini göstermektedir. Oteller açısından
yapılan analizlerde ise basıncın 264 kPa, hızın 29 m/s ve çığ yüksekliğinin 4.6
metreye kadar ulaştığı görülmüştür. Bu bulgular, otellerin de ciddi bir çığ riski
altında olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, Palandöken Kayak Merkezi’nde gerçekleştirilen çığ tehlike
haritası çalışması, çığ olaylarının riskini azaltmak ve bu tür doğal afetlere karşı
etkili önlemlerin alınmasında kritik bir rol oynamaktadır. İlgili bölgelerdeki
yerleşim yerleri, turizm tesisleri, tesis yolları, kayak pistleri, teleferik ve
telesiyej hatları, üst yapı ve altyapı yatırımlarının planlanmasında ve doğal
afetlerin etkilerinin azaltılmasında bu tür haritaların kullanılması gelecekte
yaşanabilecek olumsuzlukların önüne geçmek için son derece önemlidir.
190 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi