Page 8 - Çevre Şehir ve İklim Dergisi - Sayı 3
P. 8

Takdim










                çinde  bulunduğumuz  çağ  insanlık  tarihine  yön  verecek  değişim  ve
              İdönüşümlerin yaşandığı, kırılganlığın arttığı son derece kaotik bir dönem.
            Yeni bir dünyanın doğum sancılarının hissedildiği böylesi bir zaman diliminde;
            küresel ticarette yaşanan rekabete dayalı kısıtlamalar, bölgesel ve yerel düzeyde
            yaşanan savaş, çatışma ve krizler, salgın hastalıklar, iklim krizine bağlı afetler kaos
            ve  kriz  kaynağı  olarak  tüm  insanlığı  ve  toplumları  tehdit  etmektedir.  Savaşlar
            ve  iklim  değişikliği  nedeniyle  sayıları  milyonları  bulan  mülteciler,  sığınmacılar
            ve geçici koruma altında bulunan insanlar tüm dünyanın gündemindeki temel
            sorunlar olarak dikkat çekmektedir. Şehirler, doğa ve insan bu sürecin en büyük
            mağdurudur. Sorunların gün geçtikçe artması insanlık ve ortak evimiz dünyanın
            üzerindeki  baskıyı  daha  da  artırmakta  ve  bu  baskı  çözüm  arayışlarının  yerel,
            ulusal ve küresel düzeyde yürütülmesini mecbur kılmaktadır. Küresel düzeydeki
            arayışların bir sonucu olarak ilk kez 1972 yılında Birleşmiş Milletler öncülüğünde
            düzenlenen Stockholm Zirvesi’nden bu yana geçen 50 yıllık zaman diliminde çok
            sayıda zirve ve konferans düzenlenmiş, anlaşma ve sözleşmeler hazırlanmış, çok
            önemli bilimsel çalışmalar yapılmıştır. Ayrıca çevreci hareketler ve sivil toplum
            örgütleri  kurumsal  kimlik  kazanarak  tabana  yayılmıştır.  Bazı  alanlarda  oldukça
            önemli  adımlar  atılmışsa  da  ne  yazık  ki  iklim  değişikliği  başta  olmak  üzere
            birçok soruna henüz yeterince çözüm bulunamamıştır. Bu çalışmalar neticesinde
            sürdürülebilir kalkınma belki de son yılların en gözde kavramlarından biri olmuştur.
            Bu kavramın özünde çevrenin korunmasını önceleyen bir kalkınma anlayışı ve
            dünyanın gelecek nesillerimizin bize bir emaneti olduğu gerçeğinden hareketle
            kuşaklararası  adaletin  sağlanması  bulunmaktadır.  Nitekim  BM  nezdinde  2015
            yılında, dünya liderlerinin bir araya gelerek belirlemiş oldukları ve 17 başlıktan
            oluşan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları bu konuda atılan en somut adımlardan
            biri olmuştur. On yedi maddelik bu amaçların gerçekleştirilmesi ile 2030 yılına
            kadar aşırı yoksulluğa son verilmesi, eşitsizlik ve adaletsizlik ile mücadele edilmesi
            ve iklim değişikliğinin üstesinden gelinmesi hedeflenmektedir.



                                                                  Yıl 2 / Sayı 3 / Ocak 2023  VII
   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13