Page 175 - Çevre Şehir İklim - Sayı 2
P. 175
Demet Gülhan
Restorasyon sonrası yeniden işlevlendirilerek kullanıma açılan Kurşunlu Han
kentsel sit alanı içerisindeki ticaret merkezinin tam ortasında yer aldığı için yine
ticaret kompleksi olarak işlevlendirilmiş bu bakımdan yerel esnaflık kültürünün
sürdürülebilirliğine büyük katkı sağlamıştır. Bulunduğu çevre ile bütünleşen
yapının kültürel bakımdan dirençli toplum oluşturma potansiyelinin yüksek
olduğu düşünülmektedir.
Yeniden işlevlendirilen Kurşunlu Han’ın ekonomik olarak sürdürülebilirliği
henüz tam olarak test edilememiş olsa dahi merkezi ve yerel yönetim paydaşları
bu durumun göz ardı edilebilir bulmuş, yapının sağladığı sürdürülebilir sosyal
ve kültürel katkının Han’ın restorasyonuna harcanan finanstan çok daha değerli
olduğuna karar verilmiştir.
Sonuç ve Öneriler
İnsanoğlunun yüzyıllar boyunca doğaya verdiği zarar son yıllarda yaşanan
küresel felaketlerin en önemli göstergesidir. Kentleri çevre felaketlerine
karşı korumak için alınması gereken tedbirleri belirleyen, çevre felaketleri
sonrası ortaya çıkacak yeni durumlara kolayca adapte olabilen dirençli kentler
oluşturmak günümüz sosyal politikalarının belirleyicisidir.
Her kentin kendi kırılgan alanlarına ve ülkenin ekonomi politikalarına bağlı
olarak farklı direnç geliştirmesi kaçınılmazdır. Kentsel direnç kavramı, kentsel
yapının sadece fiziksel yapılardan ibaret olmaması aynı zamanda toplumsal,
politik, ekonomik, ideolojik, kültürel bir yapı olmasından kaynaklanan birçok
farklı bakış açısını ve farklı anlamları da yüklenmektedir. Kentlerin, sadece
fiziksel, ekolojik olarak değil, toplumsal, ekonomik, politik anlamda da
bozulmalara, karışıklıklara karşı direnç geliştirilmesi gereken bir özelliktedir.
Bu bağlamda kentlerimizi daha dirençli hale getirebilmek amacı ile yeniden
işlevlendirilerek kullanıma açılan tarihi yapıların sosyal, ekonomik, tarihi ve
kültürel ve çevresel dirence sayısız katkısı olacaktır (Gülhan, 2022).
Bölüm 4’de belirtildiği gibi tarihi yapılara yeni kullanımlar kazandırmak
genellikle yeni binaların yapım masraflarıyla karşılaştırıldığında daha ucuz
olmakta, bu yüzden yeniden kullanma kararı geçerli ekonomik temellere
dayanarak alınabilmektedir. Yeniden yapmak yerine mevcut binaları yeni
bir işlevle yeniden kullanmak; enerji, işgücü, malzeme ve ekonomik açıdan
tasarruf sağlamaktadır (Engin, 2009: 24). Bu kapsamda yeniden işlevlendirilerek
kullanıma açılan tarihi yapılar kıt kaynakların tasarruflu olarak kullanılmasını,
üretim ve tüketim arasındaki dengenin korunmasını sağlar. Yüksek arsa
maliyetleri, yeni yapı yapmak için kullanılan hammadde, işgücü vb. kaynaklar
yerine mevcut yapı stoğunun restore etmek için kaynak geliştirmek dirençli
kentlerin ajandasında ilk sırada yer almalıdır.
161 Çevre, Şehir ve İklim Dergisi