Page 38 - Çevre ve Şehir - Sayı 1
P. 38
İnsan okuduğunu
değil yaşadıklarını
unutmaz. Doğayı
yaşamadığımız
sürece doğayı da
Serdar KILIÇ
yaşatamayız.
*Doğa Kaşifi Serdar Kılıç, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Eğitim ve Yayın Dairesi
Başkanlığı’nın düzenlediği “Çevre ve Şehir Konferansları”nın bu ayki konuğu oldu menin hızlanması bizleri de doğadan kopar- bunu da götürecektir zaten. Onun için her hangi
dı ve zamanla da unutturdu. Öyle olunca ne bir adapte sorunu yaşamıyorum. Doğadan şeh-
KAÇKAR BILGELIĞI doğaya ait hissediyoruz kendimizi ne de sa- re girişte, bir sınır kapısını geçiyormuş gibi his-
hipleniyoruz. Böyle olunca da ona karşı ya-
setmiyorum anlayacağınız.
pılanlara duyarsız kalabiliyoruz. Bunu aşma-
nın en önemli yolu, doğayla kucaklaşmaktan Doğada ne kadar uzun zaman geçiriyorsu-
ONU KÂŞIF YAPTI vermemiz gerekiyor. Çocuklar kuş isimlerini, Dedemler doğada 100 yıl kalmışlar. Benim do-
nuz?
geçiyor. Bunun da eğitimini çocuklarımıza
meyveleri, ağaçları kitaplardan öğrenmesin-
ler. Bakın, insan okuduğunu değil yaşadıkla- ğada 40 gün geçirmem önemli değil. Babamla-
rın köyünde okul olmadığı için her gün kolunun
rını unutmaz. Doğayı yaşamadığımız sürece
Biz onu tanımadan önce, o doğayı tanıdı henüz çocuk yaşlarındayken. Dedesi tuttu doğayı da yaşatamayız. Temizlik vs. gibi altına tezek alıp 25 kilometre yol yürürmüş.
ellerinden, Kaçkarlardan gelen bilgeliği ile ona dünyayı anlattı. Her yaz dedesinin konular bireysel konular. Genel olarak yani Onun için ben, doğada kalma sürelerimi kıyas-
yanında çiftlikte, yaylada, ormanda doğanın ne olduğunu ve niçin var olduğunu toplumsal olarak baktığımız zaman, doğaya lamam bile.
öğrendi Serdar Kılıç. O günden bu yana da gittiği her yere Ege’nin toprak, karşı bir sahiplenme var. Ege’de ormanda Doğaya olan tutkunuz ailenizden geliyor.
Akdeniz’in çam ve Karadeniz’in deniz kokusunu götürüyor. Doğa kâşifi Serdar çıkan bir yangın hepimizin içini yakıyor. Milli Tibet adında küçük bir oğlunuz olduğunu
Kılıç ile bilinmeyen yönlerini ve insanın doğa ile ilişkisini konuştuk. hafızamız da kesinlikle doğaya karşı sorumlu biliyoruz. Tibet’in arası nasıl peki doğayla?
olduğumuzu biliyoruz.
Tibet, müthiş bir çocuk. Tam bir doğa aşığı ve
Röportaj : Ömer Faruk LEKESİZ Dünyada Finlandiya doğal güzellikleri ile çok meraklı. Onu da fırsat buldukça programla-
rıma dâhil ediyorum. Az öncede söylediğim gibi
tanınmıştır ve bunun inanılmaz bir PR’ını ya-
S erdar Bey, öncelikle bize zaman lıkla bağlı olunca onun hemen hemen her şeyini Sorun demişken, ben de oraya gelmek isti- parlar. Defalarca gittim Finlandiya’ya. Evet, okuyarak değil yaşayarak öğreniyor.
gerçekten de ağacın bittiği yerde göller baş-
yordum. Doğaya yaşattığımız acılar var. En
Tibet ile birlikte yaşamış olduğunuz, bizim-
modelliyor kendine. Dedem tam bir doğa tutku-
ayırdığınız için teşekkür ediyo-
lar. Yani o kadar zengin bir güzelliğe sahipler.
ruz. Hani derler ya sizi ekranlar-
yazık ki. Toplanmamış çöpler, gelişi güzel
dan tanıyoruz diye, biz de sizi doğadan ta- nuydu. Çünkü doğayı evi gibi görüyordu. Bazen son uzun bayram tatilinde gördük bunu ne Fakat ağaçlarını hadım ettirmişler, 25 yaşın- le paylaşacağınız keyifli bir anınız var mı? güzergâhta yeni filizlenen kiraz ağaçları gördük.
günlerce eve gelmezdi. Hayvanlar aç kalmasın
dan büyük bir ağaca rastlamanız imkânsız.
Olmaz mı? Hepsi birbirinden keyifli geçiyor. Bir
nıyoruz. Doğadaki bu büyük yürüyüşünüz diye onları beslediğini bilirdim. Ağaçlarla tek tek devrilmiş mangal közleri, denizlere atılmış Hâlbuki biz öyle miyiz? gün ormanda yürüyüş yaparken bir ayının ayak Yani müthiş bir döngü bu. Tibet için hiçbir yerde
nasıl başladı? ilgilenirdi. Ve uzun yaz gecelerinde, o inanılmaz pet şişeler vs. Doğayı insandan nasıl koru- izlerini gördük. Kontrol ettiğimde ayak izlerinin öğrenemeyeceği bir tecrübeydi bu. Çünkü ayının
Burada olmak beni çok mutlu etti, hele birazdan ışık cümbüşünün altında, gökyüzünü kendimize yacağız? Doğada mı yoksa şehirde mi daha mutlu- yeni bırakılmış olduğunu gördüm. Ayı tek ba- midesine inen çekirdekler o dolaşım sistemi sa-
yesinde, doğada filizlenebilecek hale geliyorlar.
çevre gönüllüleri ile bir araya geleceğimi bilmek yorgan yapar, dedemi dinlerdik. Aslında şöyle İnsan, ait olduğu ya da sahibi olduğu şeyi korur. sunuz? Daha doğrusu şöyle sorayım, bir şına da değil yanında yavruları var. Yürüdükçe
beni oldukça heyecanlandırıyor. Beni doğadan desek daha doğru olur, DNA kodlarımda olan Şimdi bu çevreyi kirletenlerin yaşadıkları sitele- yaşamdan diğerine geçişte adapte soru- kırılan dallardan, izlerden minik bir ayı ailesinin Serdar Bey, bu keyifli sohbet için teşekkür
tanıdığınızı söylediniz, ben de doğayı ailemden doğa tutkusunu dedem ortaya çıkarmış ve bana re, sokaklarına, evlerine bakın. Eminim, çok te- nu yaşıyor musunuz? önümüzden yürüdüğünü fark ettik ve Tibet ile ederiz.
tanıyorum. Bütün büyüklerim doğayla içli dışlı göstermiştir. Hayatımın çok büyük bir bölümü mizdir. İnsanlar bu yüzyılda sadece özel yaşam Şehirden yoruldum artık doğada yaşayaca- birlikte takibe başladık. Az ileride yenmiş ki-
büyümüşler. Yaz tatillerinde babam dedemin doğada geçti. Hep kendimi ona karşı borçlu alanlarını benimsediler. İşte oturduğu sitenin ğım diyen insanları hiçbir zaman anlama- razlar gördük. Biraz daha ilerledikçe affederse- Ben de ilginizden ve samimi sorularınızdan do-
çiftliğine bırakırdı beni. Düşünsenize yaşınız kü- hissettim. Sanırım insan kendisini doğaya kar- bahçesi, evinin balkonu, iş yerinin terası gibi. dım. Açıkça bir şey söylemem gerekirse, ben niz ayıların pisliklerini gördük. Ve dışkılarında layı size ve Eğitim Yayın Dairesi Başkanınız Cem
çük, yanınız da çok derinden sevdiğiniz ve saygı şı borçlu hissederse, bugün pek çok sorunu da Ama onun dışındaki yeri belediyelere bıraktılar. doğada da şehirde de mutluyum. İnsan, ken- kiraz çekirdekleri vardı. Tabi bunları da Tibet Aslanbay’a misafirperverliği için ayrıca teşekkür
duyduğunuz dedeniz var. İnsan birine hayran- çözmüş olacağız. Nasıl olsa bir temizleyen var diye. Tabii şehirleş- di içinde mutluysa eğer dünyanın her yerine de gözlemliyor. Biraz daha ilerledikten sonra o ediyoruz.
38 ÇEVRE VE ŞEHİR