Page 39 - UMUT YÜKLÜ BALON
P. 39
- UMUT YÜKLÜ B AL ON - - MEHT AP TEKER -
Albatros sordu: ancak hepimiz insan olmak istesek bunun tek ne-
– Çocuklar nasıl gidiyor, orada her şey yo- deni olabilirdi: Sizler gibi konuşabilmek! Canınız
lunda mı? yandığında, öfkelendiğinizde, acıktığınızda ya da
mutlu olduğunuzda bunu dile getirebilmeniz ne
Güneş cevap verdi:
büyük şans! Öte yandan, insanların doğaya her
– Rüzgârdan gözlerimi açabilsem eminim müdahalesi bizim hayatımızı daha da zorlaştırdı.
manzara muhteşemdir. Bizim türümüzdeki deniz kuşları sadece yumurt-
Albatros, lamak için karaya çıkar. Onun dışında ömrümüz
hep açık denizlerde geçer. Besinlerimizi bazen
– Belki de Cemre’nin verdiği tüyü kullanma-
suya yakın yerlerden, bazen de denizin on metre
nın vakti gelmiştir, dedi.
derinine dalarak bulabiliriz. İnsanların deniz su-
Önce Toprak cebindeki tüyü çıkardı. Tüye üf- yuna bıraktıkları petrol, bizim kanatlarımızın ara-
lemesiyle gözlerinde şeffaf bir gözlük belirdi. sındaki havaya bulaşır ve bizi hasta eder. Uça-
Güneş, maz hâle geliriz ve bu da bizim sonumuz olur.
– Vay canına Toprak! Çok yakıştı. Sınıftakiler Denizin kirlenmesi sadece bizi değil insanları da
bunu görmeliydi. Hayalî keşif gözlükleri gerçek etkiliyor tabii.
oldu, dedi. Hemen Deniz ve Güneş de tüylerini üf- Toprak, Deniz ve Güneş’e bakıp fikrini söy-
lediler. Albatros kanatlarını biraz yükseltip göğ- ledi:
sünü hafif kabartarak bir iç çekti ve konuşmaya – Hayalî kavanozlarımızın kapağını açsak
başladı: iyi olur. Doğayı tehlikeye atan sorunları bulmaya
– Ne kadar şanslısınız. Bir derdiniz olduğun- başladık galiba.
da bunu dile getirebiliyorsunuz. Cemre size ver- Albatros başını kanatlarına doğru çevirip,
diği tüyden bana da vermese sizinle konuşamaz- – Hayalî kavanoz mu? Şanslı olduğunuz baş-
dım. Bütün canlılar kendi türünden çok memnun ka bir konu da hayal kurmak. Peki, hayalî bir dene-
38 39