Page 38 - GERÇEK ZENGİNLİK
P. 38

- GER ÇEK ZENGİNLİK -                                                          - EVRİM ÖL ÇER Ö ZÜNEL -


          kolunu ısırıp saat yapmayı denedi. Canı yanarsa                             geldi. Kulaklığı yumurtaların gömüldüğü çukurun
          rüya olmadığına emin olacaktı. Tam kolunu ısırı-                            üstüne nazikçe dayadı. Yumurtalar kendi arala-

          yordu ki annesinin şefkatli elleri omzuna dokun-                            rında melodik bir şekilde konuşuyordu. Birbirleri-

          du. Elif hafifçe gözlerini araladı.                                         ne dünyanın nasıl bir yer olduğunu merak ettikle-
                                                                                      rinden söz ediyorlardı. Kabuklarını nasıl kırmaları
               Annesi,
                                                                                      gerektiği  konusunda  fikir  alışverişi  yapıyorlardı.
               – Haydi kızım! Bak, Belek’teyiz. Baban kara-
                                                                                      Elif onların sesini duyunca kıkır kıkır gülmek iste-
          vanı park etti. İstersen dışarı çıkabiliriz. Geceyi
                                                                                      di. Hayatı boyunca bu kadar hoş bir sohbete ta-
          burada geçireceğiz, dedi.
                                                                                      nık olmadığını düşündü. Onları daha fazla rahat-
               Elif  daha  uyanıp  uyanamadığından  emin                              sız etmemek için yanlarından ayrıldı.  Tam uzak-

          değildi ama içinde dışarı çıkmak için dayanılmaz                            laşıyordu ki kaplumbağaların annesinin kendisine
          bir istek vardı. Belek kaplumbağalarıyla ünlüydü.                           doğru geldiğini fark etti. Anne kaplumbağa telaşlı

          Bunu dedesinin hediye ettiği kitaptan okumuştu.                             görünüyordu ama Elif’i görünce telaşı gidiverdi.
          Koşarak  sahile  gitti  ve  ayaklarının  ucuna  basa                        Elif  gülümseyen  gözlerle  ona  bakıyordu.  Daha

          basa  kıyıya  doğru  ilerledi.  Ayaklarının  ucuna                          önce  hiç  hissetmediği  kadar  heyecanlıydı.  Kalbi

          basma sebebi kaplumbağa yumurtalarını ezmek                                 öylesine hızlı atıyordu ki… Bu kadar heyecanlan-
          istememesiydi.  Dedesinin  hediye  ettiği  kitapta                          ması gayet normaldi çünkü ilk defa bir kaplum-

          kaplumbağaların her yıl bu sahile gelip yumur-                              bağaya hem de dev bir kaplumbağaya bu kadar
          talarını  bıraktığı  yazıyordu.  Yumurtaların  has-                         yaklaşıyordu.  Kaplumbağa  belli  belirsiz  bir  kum

          sas olduğunu bildiğinden Elif son derece dikkatli                           tümseğinin hemen yanında bulunuyordu.

          davranıyordu. O sırada aklına cebindeki kulaklık



                                      38                                                                           39
   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43