Page 49 - ATIKDAĞI ŞEHRİ
P. 49

- A TIKD A ĞI ŞEHRİ -   - EVRİM ÖL ÇER Ö ZÜNEL -


 Aziz,         Bizimkiler  neye  uğradıklarını  anlamadılar.
          Hatta şaşkınlıkları daha da arttı. Oldukları yer-
  – Biz komşu şehirde yaşayan bir grup arka-
          de kalakaldılar. Ne diyeceklerini, ne yapacaklarını
 daşız.  Size şehrimizi neden işgal ettiğinizi sor-
          bilemediler. O sırada şef söze başladı:
 mak için geldik. Ayrıca şehrimiz üzerindeki işgali
 hemen kaldırmanızı istiyoruz. Siz bu kadar bü-   – E, haydi içeri gelsenize! Siz bizim en kıy-

 yümeseniz biz hâlâ parklarımızda oynayabilirdik.   metli misafirimizsiniz. Sizi en iyi şekilde ağırla-

 Atıkdağı,  şehrimizi  günden  güne  ele  geçirdikçe   mak bizim için şereftir.
 orada yaşamamız mümkün olmayacak, dedi.
               Çocuklar şaşkınlıklarını üzerlerinden atama-
 Aziz cümlesini bitirir bitirmez şef bir kahka-  dan kendilerini evin içinde buldular. Hemen kırık

 ha patlattı. Göbeğini hoplata hoplata gülüyordu.   bir  masada  artık  yiyeceklerin  bolca  bulunduğu
 Onu gören diğer plastikler de gülmeye başladı-  bir sofraya buyur edildiler.  Şef, onlar için en gü-

 lar. Çocuklar şaşkın gözlerle olanları izliyordu. Bir   zel yemekleri hazırlattığını söyledi. Onları kendi
 süre güldükten sonra şef durdu ve çocuklara,  usulünde hazırlattığı ziyafet sofrasında ağırladı.

  – Ne? Şehrinizi ele geçirmek mi? Biz asla   Masada neler mi vardı? Bir yanı ısırılıp bırakılmış

 böyle bir şey yapmayız. Aksine sizler bizi bes-  zeytinler,  bayat  ekmekler,  yarısı  yenmiş  ham-
 leyen ve büyüten şehirden geliyorsunuz. Siz bu   burgerler, çürük meyvelerden yapılmış bir meyve

 kadar tüketmeseniz ve atıklarınızı dönüştürseniz   salatası, bir kısmı içilip bırakılmış kutu içecekler
 biz bu kadar büyüyemeyiz. Bu yüzden size min-  ve daha bilmedikleri pek çok yiyecek artığı… Ay-

 nettarız, dedi.   can içinden ‘‘Bunları asla yemem ben!’’ diyordu.
          Gizem  artık  yemek  kokusundan  her  zaman  ra-
 Ardından da her birine kırık cam parçaların-
          hatsız olurdu, o yüzden bir eliyle burnunu tutu-
 dan yapılmış birer plaket armağan etti.


 48                                   49
   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54