Page 45 - AKILLI ADA
P. 45
- EL ÇİN KUZUCU -
dedi Serkan ağabey. Babamsa “Keşke!..” dercesi-
ne göle baktı.
Şehre gelmiştik. Serkan ağabey tekneyi bir
tuşla kıyıya demirledi. Ailelerimiz alışveriş yap-
mak için yanımızdan ayrıldı. Kütüphane küçük
limana yaklaşık on beş dakika yürüme mesafe-
sindeydi. Tekneden inip yürümeye başladığımız
sırada tanıdık sesler duyduk:
– Miyaaavvvv!
– Hav hav!
Nokta ve Portakal!
Ebru şaşkınlıkla,
– Aferin size! Buraya kadar gelmeyi nasıl
başardınız, diye sordu ikisinin yüzüne bakarak.
Onlar da sanki cevaplar gibi yine sesler çıkart-
tılar.
– Birileri teknedeki kutuya mı saklanmış, di-
yerek güldü Serkan ağabey.
O söyleyene kadar teknenin içindeki kutu-
dan haberimiz yoktu. Üstelik uykucu köpeğimiz
45