Page 32 - AKILLI ADA
P. 32
- AKILLI AD A -
çözebildik. Dedem saate tam bir denizci düğümü
atmıştı. Sonunda kordonun saatle birleştiği yerin
yıprandığını anladık. Bu da sinyallerin karışması-
na neden oluyordu. Serkan ağabey, iki gün içinde
yeni saatin hazır olacağını söyledi. Dedem durur
mu? Eleştirileriyle ufkumuzu açtı:
– Ah yavrum! Şu işi gözümüzü tanıyan, yü-
zümüzü anlayan aynalarla yapsanız ya! Evleri-
mizin bir odasına şu etrafa yerleştirdiğiniz minik
sensörlerden ekleseniz. Biz de saat taşımaktan
kurtulsak olmaz mı? Saatime su mu kaçtı, duva-
ra sert mi çarptım, diye dert etmesek ne iyi olur!
Hatta sağlık ocağının girişine yerleştirseniz, dok-
torumuz bazı bilgilerimize bip bip sesiyle anında
erişse… Böyle şeyleri taşımak zor bizim gibiler
için.
Sözleri biter bitmez dedem yanımızdan ya-
vaşça uzaklaştı. Limonatadan mı yoksa dedemin
söylediklerinden mi bilmem, o konuşurken hepi-
miz hayallere dalmıştık. “Sağlık sistemini nasıl
kolaylaştırabiliriz?” diye düşünüyorduk. Ebru bu
32